top of page

Hükümdarlar ve Alimler Üzerine

Yazarın fotoğrafı: Tarık UçarTarık Uçar

Güncelleme tarihi: 27 Nis 2024




''Hükümdarların en hayırlıları ilim erbabıyla ünsiyet peyda eyleyenleridir ve alimlerin en mazarratları hükümdarlarla düşüp kalkanlarıdır'' diye aktarır Siyasetname isimli eserinde Nizamü’l-Mülk.


Büyük Selçuklu Devleti’nin ideoloğu kabul edilen Nizamü’l-Mülk, Malazgirt Meydan Muharebesi ile Anadolu’nun kapılarını Türklere açan Sultan Alp Arslan’a ve ardından da oğlu Melikşah’a, toplamda 30 yıl baş vezirlik yapmış bir siyaset bilimcidir.


Evvelki yazılarımda da olduğu üzere; devlet değil de şirket yahut ekip yöneten bizler için, hükümdar kelimesini patron veya yönetici ile değiştirdiğinizde, öğütlenenin hüküm veren herkese uygun düştüğü görülebilir. Keza ister koca devlet, ister küçük bir şirket olsun; tüm bu yapıların harcı insandır. Sun Tzu’nun Savaş Sanatı’nda söylediklerini hatırlayalım; ''sayıca çok askeri yönetmek, sayıca az askeri yönetmek gibidir; sayıya göre ayırmak yeter.''


Öğüdü kendi penceremizden inceleyebilmek için; Hulusi Turgut’un kaleme aldığı Sabri Ülker’in Hayat Hikayesi isimli biyografiden, ilim erbabıyla ünsiyet peyda eyleyen, yani dostluk kuran, bir patrondan örnek verelim.


1979 yılında Ülker'in İstanbul'daki fabrikasında, o yıllarda ülke genelinde de olduğu gibi, sık sık işçi eylemleri görülüyordu. İşletmede tatsız olaylar cereyan ediyor, işçiler işi bırakıyor, bantlardaki bisküviler toplanmayıp heba ediliyor, üretim devamlı aksıyordu. Can güvenliği de tehlikeye girer olmuştu. Bir toplumsal olayda polis panzeri, ilk defa Ülker fabrikasına müdahale esnasında kullanılacaktı. Sonunda, Ülker fabrikasında çarklar durdu.


Sabri Ülker, fabrikasını 8 ay sonra, takvimler 1980’in sonlarını gösterirken yeniden açacaktı ama aynı nahoş olayların yaşanmasını istemiyordu. Tüm bu hadiselerin insan faktöründen kaynaklandığını biliyor, usulünce bir önlem almayı düşünüyordu. O güne kadar ülkemizde hiç bir endüstri tesisinde uygulanmamış bir yönteme başvurmayı kafasına koymuştu. Türkiye’nin, bilimsel temellere dayanan ilk İnsan Kaynakları Departmanı’nı kuracaktı. Ancak bunun için deneyimli bir psikoloğa ihtiyaç vardı.


Sabri Bey, İstanbul Üniversitesi akademisyenlerinden Doç. Dr. Haluk Yavuzer’e bir davet gönderdi ve davete icabet eden hocaya, o güne kadar düşünülmemiş teşebbüsünü açıkladı. Amacının; tarafsız ve titizlikle uygulanacak bilimsel testler yardımı ile, zeka ve uyum açısından uygun kişileri tespit ve istihdam etmek olduğunu söyledi. Bir sanayiciden gördüğü bu yaklaşımdan oldukça etkilenen Haluk hoca; meseleyi kavradığını, fabrikaya eleman alırken her kişiyi Eysenck Kişilik Envanteri – Cornell Index – Aleksander Pratik Yetenek Testlerinin yanı sıra, çapraz soruların da olacağı bir dizi mülakata tabi tutacağını Sabri Bey'e anlattı.


Bir gıda fabrikasının, işçi alımında psikolojik testler uygulaması, o güne kadar ne görülmüş, ne duyulmuş şeydi. Denenecek metot, Türkiye’de bir ilk olacaktı.

Haluk hoca, kitabın yazarı Hulusi Turgut'a; dört yıl içerisinde iki bine yakın insanı mülakattan geçirdiğini ve Ülker’in başarılı çekirdek kadrosunun, işte o yıllarda oluştuğunu söyleyecekti.


İki dönem İstanbul Üniversitesi Senato Üyeliği, 6 yıl da Fakülte Yönetim Kurulu Üyeliği yapan Prof. Dr. Haluk Yavuzer, bugün Türkiye’nin psikoloji alanındaki en tanınmış bilim insanlarından biri olup, halen akademisyenliğe devam etmektedir. Ülker’i bünyesine alan Yıldız Holding ise, dünyanın 3. büyük bisküvi üreticisi haline gelmiştir.


Yine Siyasetname'den bir öğütle bitirelim ve yine ilgili kelimeleri, kendi durumunuza uyacak şekilde değiştirebilirsiniz; ''Devlet işlerinde takip edilecek siyaset, alimler ve cihan görmüşlerle istişare edilerek tespit edilmelidir''.




 KAYNAKLAR


[1] Siyasetname, Nizamü’l-Mülk.

[2] Savaş Sanatı, Sun Tzu.

[3] Sabri Ülker’in Hayat Hikayesi, Hulusi Turgut.

 
 
 

Comments


Yazılarımdan haberdar olmak için abone olun!
  • LinkedIn

© 2024 by Tarık Uçar

bottom of page